Osmanlı'da Sanat Yapısı
Osmanlı Padişahları, vezirleri kültürel zenginliğin önemini benimsemiş, sanatla yakından ilgilenmişlerdir. Saray yönetimi, saray teşkilatı içinde ehl-i hıref adı altında sanatçı topluluğu oluşturmuştu. Sarayın her türlü sanat ve zenaat işlerini gören ve saraydan maaş alan bu grup imparatorluğun parlak döneminde oldukça kalabalık bir kadroya sahipti.
Osmanlı’da sanat denilince öncelikle akla minyatür sanatı gelir. Bu sanat dalı I. Selim döneminde (1512-1520) gelişmeye başlamıştır. I. Selim 1514’de Safevilerden Tebriz’i aldığı sıralarda Tebriz Nakkaşhane’si islam dünyasının ünlü sanatçılarıyla doluydu. I. Selim bu sanatçıların önde gelenlerini İstanbul’a gönderdi. Sarayda eğitilmiş, İstanbul esnafı arasından seçilmiş Osmanlı nakkaşlarının yanısıra Horasan’lı, Tebriz’li nakkaşlar da İstanbul nakkaşhanesine katılmış oldu. Böylece değişik üsluplara sahip nakkaşların bir araya gelmesiyle Osmanlı’ya has bir tarz ortaya çıktı. Bu yıllar aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu’nun dünyada güç kazandığı zenginleştiği yıllardır. Padişahların ve paşaların katıldıkları savaşlar, misafir kabulleri, düğün ve sünnet şenlikleri, padişahların av, cirit, ok atmadaki hünerleri, ordu alayları, padişah portreleri nakkaşların resimlemek için seçtikleri konuların başında geliyordu. Bu tasvirlerde ilk dikkati çeken ciddi ve ağırbaşlı ortamın varlığı, imparatorluğun gücü ve düzenin etkinliğidir.
1- Dînî Mimârî
Erken Dönem Osmanlı Sanatı, Klasik Dönem Osmanlı Sanatı ve Geç Dönem Osmanlı Sanatı olarak dönemlere ayrılmaktadır.
Erken Dönem Osmanlı Mimârîsi (1299-1453, Kuruluş Dönemi)
Camiler: İlk dönem Osmanlı camilerinin en çok bulunduğu merkezler, İznik, Bursa, Edirne ve İstanbul’dur.
• Hacı Özbek Camii (İznik/1333). Osmanlıların yaptığı ilk camidir.
• Yeşil Camii (İznik/1378-1391)
• Hüdâvendigâr Camii (Bursa/1366)
• Yeşil Camii (Bursa/1424)
• Ulu Camii (Bursa/1396-1400). Çok kubbeli camiler grubunun en anıtsal yapısıdır.
• Eski Camii (Edirne/1403-1413)
• Hacı Bayram Camii (Ankara/1427)
• Üç Şerefeli Camii (Edirne/1437-1447)
Medreseler:
• Süleyman Paşa Medresesi (İznik/?) İlk Osmanlı medresesi olduğu sanılmaktadır. Orhan Gazi yaptırmıştır.
• Lala Şahin Paşa Medresesi (Bursa/1339)
• Yıldırım Medresesi (Bursa/1400)
• Yeşil Mederese (Bursa/1420-1424)
Mezar Anıtları:
• Yeşil Türbe (Bursa/1421)
• Kırgızlar Türbesi (İznik/?) Orhan Gazi Dönemi’nde yapıldığı sanılmaktadır.
• Hacı Bayram Türbesi (Ankara/1429).
• Kuruluş Dönemi’nde yapılan diğer önemli türbeler, İznik Sarı Saltuk Türbesi, İznik Yakup Çelebi Türbesi, Bursa Devlet hatun Türbesi, Bursa Hüma hatun Türbesi ve Gebze Malkoçoğlu Mehmet Bey Türbesi’dir.
Klasik Dönem Osmanlı Mimârîsi(1453-1700)
Camiler:
• Fatih Külliyesi Camii (İstanbul/1463-1470)
• Bayezid Külliyesi Camii (İstanbul/1501-1505)
• Haseki Külliyesi (İstanbul/1539). Mimar Sinan’ın ilk eseridir.
• Şehzade Camii (İstanbul/1544-1548). Mimar Sinan’ın atılım yaptığı, anıtsal mimarinin merkezî yapı denemelerinin ilk büyük örneğini verdiği eserdir. Sinan, bu yapıya “Çıraklık eserim” demiştir.
• Süleymaniye Külliyesi Camii (İstanbul/1550-1557). Mimar Sinan buna “Kalfalık eserim” demiştir.
• Selimiye Camii (Edirne/1569-1575). Sinan bu camiyi “Ustalık eseri” olarak kabul etmiştir.
• Mimar Sinan’ın yukarıdakiler dışında en önemli camileri arasında şunlar da vardır: Şam Hüsreviye Camii, İstanbul Üsküdar Mihrimah Sultan Külliyesi Camii, Tekirdağ Rüstem Paşa Külliyesi Camii, Lüleburgaz Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi Camii, Havza Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi Camii, Diyarbakır Melek Ahmet Paşa Camii.
• Sultan Ahmet Külliyesi Camii (İstanbul/1609-1617)
• Yeni Camii (İstanbul/1598-1663)
Medreseler:
• Haseki Külliyesi Medresesi (İstanbul/1539)
• Şehzade Külliyesi Medresesi (İstanbul/1545-1548)
• Rüstem Paşa Medresesi (İstanbul/1550)
• Mihrimah Sultan Külliyesi Medresesi (İstanbul/1562-1565)
• Selimiye Külliyesi Medresesi (Edirne/1569)
• Kılıç Ali Paşa Külliyesi Medresesi (İstanbul/1580)
Mezar Anıtları:
• Eyüp Sultan Türbesi (İstanbul/1459)
• Fatih Sultan Mehmet Türbesi (İstanbul/1482)
• Yavuz Sultan Selim Türbesi (İstanbul/1520)
• Barbaros Hayrettin Türbesi (İstanbul/1541)
• Şehzade Mehmet Türbesi (İstanbul/1544)
• Kanunî Sultan Süleyman Türbesi (İstanbul/1566)
• II. Selim Türbesi (İstanbul/1577)
Geç dönem Osmanlı Mimârîsi
Camiler:
• Nuruosmaniye Camii (İstanbul/1748-1755)
• Lâleli Camii (İstanbul/1763)
• Nusretiye Camii (İstanbul/1826)
• Dolmabahçe Camii (İstanbul/1853)
• Ortaköy Camii (İstanbul/1854)
• Aksaray Valide Camii (İstanbul/1871)
• Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde mimarî alanda yaşanan Neo Klasik Dönem, Cumhuriyet’in ilk yıllarında da etkisini sürdürmüştür. Bu dönemin en ünlü mimarı Kemalettin Bey’dir. En ünlü eserleri arasında, İstanbul’da Bostancı ve Bebek camileri, Vakıf Hanları, Sultan Mehmet Reşat Türbesi, Ankara’da eski TBMM binası ile Gazi Eğitim Enstitüsü bulunmaktadır.
2- Sivil Mimârî
Saraylar: Osmanlı Dönemi’nde yapılan ve günümüzde ayakta duran saraylar Şunlardır: Topkapı, Dolmabahçe, Beylerbeyi, Yıldız, Çırağan, İshakpaşa.
• Topkapı Sarayı: Fatih Sultan Mehmet Tarafından 1478 yılında Sarayburnu’nda Marmara ve Boğaz’a egemen bir konumda inşa edilmiştir. 400 yılı aşkın bir dönem Osmanlı Devleti’nin yönetim merkezi olmuştur. 700 bin metrekarelik bir alan üzerine kurulu olan saray, 1400 m. uzunluğunda bir surla çevrilidir. Çeşitli dönemlerde ilâveler yapılmıştır. Sarayın içinde çok zengin bir müze bulunmaktadır. “Kutsal Emanetler”in yer aldığı Hırka-i Saadet Dairesi de buradadır.
• Dolmabahçe Sarayı: Abdülmecit Dönemi’nde, 1853 yılında yapımına başlanmış, 1856 yılında kullanıma açılmıştır (Osmanlı ilk dış borcu 1854’te almıştır dikkatinizi çekerim). 250 bin metrekarelik bir alanı kapsar. Avrupa saraylarının taklit edilmiştir. Hükümdarın kışlık yatak odası olan 71 nolu oda, Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu oda olarak korunmaktadır.
• İshakpaşa Sarayı: Doğubeyazıt’ta bölge valisi İshak Paşa tarafından 1784’te yaptırılmıştır. Anadolu’da geç dönem saray mimârîsinin en güzel örneklerinden sayılır. Osmanlı, Selçuklu, Gürcü, Hint, Gotik ve Barok unsurların karışımıyla özgün bir üslûba sahiptir. Üç yönden geçit vermeyen bir tepe üzerinde kuruludur.
Köşkler: Osmanlı sivil mimârîsinin önemli eserlerinden birisi de köşklerdir. Bunlar çoğunlukla bir saray kompleksi içerisinde yer aldığı gibi bağımsız olarak inşa edilenler de vardır. Erken dönemden (Kuruluş Dönemi) günümüze gelen köşk yoktur. Klasik ve Geç dönemlerden kalma çok sayıda köşk vardır. Klasik Dönem’den kalma köşkler arasında Çinili Köşk (1472), Siyavuş Paşa Köşkü (1571), III.Murat Köşkü (1578), Yalı Köşkü (1592), Revan Köşkü (1636), Bağdat Köşkü (1639), Sepetçiler Köşkü (1643)’nü sayabiliriz. Çinili Köşk, Topkapı Sarayı’nın birinci avlusunun içinde bulunmaktadır. Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Fatih’in İstanbul’da yaptırdığı eserlerin en eskisidir. Bize o dönemin sivil mimârîsi hakkında açık bir fikir verebilecek durumda olan tek eserdir. Geleneksel Türk evi tipinin anıtlaştırıldığı görkemli bir yapıdır. Her hâliyle Selçuklu ve eski Türk mimârîsine işaret eden Çinili Köşk, Osmanlı Mimârîsinde devamı olmayan tek örnektir. Bağdat Köşkü, IV.Murat tarafından Bağdat’ın geri alınmasının anısına yaptırılmıştır. İçini ve dışını kaplayan çiniler, tavan süslemeleri, fildişi, sedef kakmalı kapı ve pencere kanatları ile Türk köşk mimârîsinin XVII. Yüzyıldaki gücünü gösteren bir şaheserdir. Geç Dönem’de ise, Osmanlı Devleti’nin Batılılaşma sürecinin Osmanlı mimârîsine etkisi sonucu çok sayıda köşk inşa edilmiştir. Kurşunlu Mahzen Köşkü (1716), Florya Köşkü (III.Ahmet Dönemi), Yalı Köşkü (1719), bayıldım Köşkü (1748), Sultan Osman Köşkü (1755), Aynalıkavak Köşkü (1791) En önemlileridir.
Kervansaraylar, hanlar: Osmanlı mimârîsinde önemli bir yeri olan kervansaraylar, iki şekilde inşa edilmişlerdir. Birinci olarak, ticaret yolları üzerinde belirli aralıklarla yapılan kervansaraylar, ikincisi, yerleşim birimlerinde ve külliyelerin içinde yer alan hanlardır. Erken Dönem Osmanlı mimârîsinde yer alan Bursa Emir Han, Orhan Gazi tarafından yaptırılmıştır. Anadolu Selçuklu kervansaraylarının etkisini taşır.
Osmanlı'da Edebiyat
Türkçenin Anadolu sahasında yazı dili olarak kullanılmaya başlanmasından bir süre sonra bu yeni yazı diline bağlı olarak yeni bir edebî dil teşekkül etmeye başlamıştır. Arapça ve Farsçanın yanında Türkçe üçüncü bir dil olarak ortaya çıkmıştır. Doğuda Hakaniye Türkçesi de denilen Çağatay Türkçesi ile birlikte Osmanlı Türkçesi, islâm kültür dairesinde oluşan büyük bir edebî dil olmuştur. Bu yazıda Osmanlı Türkçesi ile oluşmuş ve Cumhuriyet dönemine kadar sürmüş olan edebiyat ana hatlarıyla anlatılmıştır. Osmanlı Türk edebiyatı Tanzimat'a kadar Arap ve Fars edebiyatları ile paralel olarak gazel, kaside, mesnevî, rubaî vb. türlerde eserler vermiştir. Tanzimat'la birlikte batılı edebî türler kullanılmaya başlanmış, klasik tarzda eserler terk edilmeye başlanmıştır. Tanzimat'tan sonrası devirde ise "Edebiyat-ı Cedîde" ve "Servet-i Fünûn" dönemleri ile "Fecr-i Âtî" topluluğu ve "millî edebiyat" akımı ana hatlarıyla incelenmiştir.
Osmanlı’da sanat denilince öncelikle akla minyatür sanatı gelir. Bu sanat dalı I. Selim döneminde (1512-1520) gelişmeye başlamıştır. I. Selim 1514’de Safevilerden Tebriz’i aldığı sıralarda Tebriz Nakkaşhane’si islam dünyasının ünlü sanatçılarıyla doluydu. I. Selim bu sanatçıların önde gelenlerini İstanbul’a gönderdi. Sarayda eğitilmiş, İstanbul esnafı arasından seçilmiş Osmanlı nakkaşlarının yanısıra Horasan’lı, Tebriz’li nakkaşlar da İstanbul nakkaşhanesine katılmış oldu. Böylece değişik üsluplara sahip nakkaşların bir araya gelmesiyle Osmanlı’ya has bir tarz ortaya çıktı. Bu yıllar aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu’nun dünyada güç kazandığı zenginleştiği yıllardır. Padişahların ve paşaların katıldıkları savaşlar, misafir kabulleri, düğün ve sünnet şenlikleri, padişahların av, cirit, ok atmadaki hünerleri, ordu alayları, padişah portreleri nakkaşların resimlemek için seçtikleri konuların başında geliyordu. Bu tasvirlerde ilk dikkati çeken ciddi ve ağırbaşlı ortamın varlığı, imparatorluğun gücü ve düzenin etkinliğidir.
1- Dînî Mimârî
Erken Dönem Osmanlı Sanatı, Klasik Dönem Osmanlı Sanatı ve Geç Dönem Osmanlı Sanatı olarak dönemlere ayrılmaktadır.
Erken Dönem Osmanlı Mimârîsi (1299-1453, Kuruluş Dönemi)
Camiler: İlk dönem Osmanlı camilerinin en çok bulunduğu merkezler, İznik, Bursa, Edirne ve İstanbul’dur.
• Hacı Özbek Camii (İznik/1333). Osmanlıların yaptığı ilk camidir.
• Yeşil Camii (İznik/1378-1391)
• Hüdâvendigâr Camii (Bursa/1366)
• Yeşil Camii (Bursa/1424)
• Ulu Camii (Bursa/1396-1400). Çok kubbeli camiler grubunun en anıtsal yapısıdır.
• Eski Camii (Edirne/1403-1413)
• Hacı Bayram Camii (Ankara/1427)
• Üç Şerefeli Camii (Edirne/1437-1447)
Medreseler:
• Süleyman Paşa Medresesi (İznik/?) İlk Osmanlı medresesi olduğu sanılmaktadır. Orhan Gazi yaptırmıştır.
• Lala Şahin Paşa Medresesi (Bursa/1339)
• Yıldırım Medresesi (Bursa/1400)
• Yeşil Mederese (Bursa/1420-1424)
Mezar Anıtları:
• Yeşil Türbe (Bursa/1421)
• Kırgızlar Türbesi (İznik/?) Orhan Gazi Dönemi’nde yapıldığı sanılmaktadır.
• Hacı Bayram Türbesi (Ankara/1429).
• Kuruluş Dönemi’nde yapılan diğer önemli türbeler, İznik Sarı Saltuk Türbesi, İznik Yakup Çelebi Türbesi, Bursa Devlet hatun Türbesi, Bursa Hüma hatun Türbesi ve Gebze Malkoçoğlu Mehmet Bey Türbesi’dir.
Klasik Dönem Osmanlı Mimârîsi(1453-1700)
Camiler:
• Fatih Külliyesi Camii (İstanbul/1463-1470)
• Bayezid Külliyesi Camii (İstanbul/1501-1505)
• Haseki Külliyesi (İstanbul/1539). Mimar Sinan’ın ilk eseridir.
• Şehzade Camii (İstanbul/1544-1548). Mimar Sinan’ın atılım yaptığı, anıtsal mimarinin merkezî yapı denemelerinin ilk büyük örneğini verdiği eserdir. Sinan, bu yapıya “Çıraklık eserim” demiştir.
• Süleymaniye Külliyesi Camii (İstanbul/1550-1557). Mimar Sinan buna “Kalfalık eserim” demiştir.
• Selimiye Camii (Edirne/1569-1575). Sinan bu camiyi “Ustalık eseri” olarak kabul etmiştir.
• Mimar Sinan’ın yukarıdakiler dışında en önemli camileri arasında şunlar da vardır: Şam Hüsreviye Camii, İstanbul Üsküdar Mihrimah Sultan Külliyesi Camii, Tekirdağ Rüstem Paşa Külliyesi Camii, Lüleburgaz Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi Camii, Havza Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi Camii, Diyarbakır Melek Ahmet Paşa Camii.
• Sultan Ahmet Külliyesi Camii (İstanbul/1609-1617)
• Yeni Camii (İstanbul/1598-1663)
Medreseler:
• Haseki Külliyesi Medresesi (İstanbul/1539)
• Şehzade Külliyesi Medresesi (İstanbul/1545-1548)
• Rüstem Paşa Medresesi (İstanbul/1550)
• Mihrimah Sultan Külliyesi Medresesi (İstanbul/1562-1565)
• Selimiye Külliyesi Medresesi (Edirne/1569)
• Kılıç Ali Paşa Külliyesi Medresesi (İstanbul/1580)
Mezar Anıtları:
• Eyüp Sultan Türbesi (İstanbul/1459)
• Fatih Sultan Mehmet Türbesi (İstanbul/1482)
• Yavuz Sultan Selim Türbesi (İstanbul/1520)
• Barbaros Hayrettin Türbesi (İstanbul/1541)
• Şehzade Mehmet Türbesi (İstanbul/1544)
• Kanunî Sultan Süleyman Türbesi (İstanbul/1566)
• II. Selim Türbesi (İstanbul/1577)
Geç dönem Osmanlı Mimârîsi
Camiler:
• Nuruosmaniye Camii (İstanbul/1748-1755)
• Lâleli Camii (İstanbul/1763)
• Nusretiye Camii (İstanbul/1826)
• Dolmabahçe Camii (İstanbul/1853)
• Ortaköy Camii (İstanbul/1854)
• Aksaray Valide Camii (İstanbul/1871)
• Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde mimarî alanda yaşanan Neo Klasik Dönem, Cumhuriyet’in ilk yıllarında da etkisini sürdürmüştür. Bu dönemin en ünlü mimarı Kemalettin Bey’dir. En ünlü eserleri arasında, İstanbul’da Bostancı ve Bebek camileri, Vakıf Hanları, Sultan Mehmet Reşat Türbesi, Ankara’da eski TBMM binası ile Gazi Eğitim Enstitüsü bulunmaktadır.
2- Sivil Mimârî
Saraylar: Osmanlı Dönemi’nde yapılan ve günümüzde ayakta duran saraylar Şunlardır: Topkapı, Dolmabahçe, Beylerbeyi, Yıldız, Çırağan, İshakpaşa.
• Topkapı Sarayı: Fatih Sultan Mehmet Tarafından 1478 yılında Sarayburnu’nda Marmara ve Boğaz’a egemen bir konumda inşa edilmiştir. 400 yılı aşkın bir dönem Osmanlı Devleti’nin yönetim merkezi olmuştur. 700 bin metrekarelik bir alan üzerine kurulu olan saray, 1400 m. uzunluğunda bir surla çevrilidir. Çeşitli dönemlerde ilâveler yapılmıştır. Sarayın içinde çok zengin bir müze bulunmaktadır. “Kutsal Emanetler”in yer aldığı Hırka-i Saadet Dairesi de buradadır.
• Dolmabahçe Sarayı: Abdülmecit Dönemi’nde, 1853 yılında yapımına başlanmış, 1856 yılında kullanıma açılmıştır (Osmanlı ilk dış borcu 1854’te almıştır dikkatinizi çekerim). 250 bin metrekarelik bir alanı kapsar. Avrupa saraylarının taklit edilmiştir. Hükümdarın kışlık yatak odası olan 71 nolu oda, Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu oda olarak korunmaktadır.
• İshakpaşa Sarayı: Doğubeyazıt’ta bölge valisi İshak Paşa tarafından 1784’te yaptırılmıştır. Anadolu’da geç dönem saray mimârîsinin en güzel örneklerinden sayılır. Osmanlı, Selçuklu, Gürcü, Hint, Gotik ve Barok unsurların karışımıyla özgün bir üslûba sahiptir. Üç yönden geçit vermeyen bir tepe üzerinde kuruludur.
Köşkler: Osmanlı sivil mimârîsinin önemli eserlerinden birisi de köşklerdir. Bunlar çoğunlukla bir saray kompleksi içerisinde yer aldığı gibi bağımsız olarak inşa edilenler de vardır. Erken dönemden (Kuruluş Dönemi) günümüze gelen köşk yoktur. Klasik ve Geç dönemlerden kalma çok sayıda köşk vardır. Klasik Dönem’den kalma köşkler arasında Çinili Köşk (1472), Siyavuş Paşa Köşkü (1571), III.Murat Köşkü (1578), Yalı Köşkü (1592), Revan Köşkü (1636), Bağdat Köşkü (1639), Sepetçiler Köşkü (1643)’nü sayabiliriz. Çinili Köşk, Topkapı Sarayı’nın birinci avlusunun içinde bulunmaktadır. Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Fatih’in İstanbul’da yaptırdığı eserlerin en eskisidir. Bize o dönemin sivil mimârîsi hakkında açık bir fikir verebilecek durumda olan tek eserdir. Geleneksel Türk evi tipinin anıtlaştırıldığı görkemli bir yapıdır. Her hâliyle Selçuklu ve eski Türk mimârîsine işaret eden Çinili Köşk, Osmanlı Mimârîsinde devamı olmayan tek örnektir. Bağdat Köşkü, IV.Murat tarafından Bağdat’ın geri alınmasının anısına yaptırılmıştır. İçini ve dışını kaplayan çiniler, tavan süslemeleri, fildişi, sedef kakmalı kapı ve pencere kanatları ile Türk köşk mimârîsinin XVII. Yüzyıldaki gücünü gösteren bir şaheserdir. Geç Dönem’de ise, Osmanlı Devleti’nin Batılılaşma sürecinin Osmanlı mimârîsine etkisi sonucu çok sayıda köşk inşa edilmiştir. Kurşunlu Mahzen Köşkü (1716), Florya Köşkü (III.Ahmet Dönemi), Yalı Köşkü (1719), bayıldım Köşkü (1748), Sultan Osman Köşkü (1755), Aynalıkavak Köşkü (1791) En önemlileridir.
Kervansaraylar, hanlar: Osmanlı mimârîsinde önemli bir yeri olan kervansaraylar, iki şekilde inşa edilmişlerdir. Birinci olarak, ticaret yolları üzerinde belirli aralıklarla yapılan kervansaraylar, ikincisi, yerleşim birimlerinde ve külliyelerin içinde yer alan hanlardır. Erken Dönem Osmanlı mimârîsinde yer alan Bursa Emir Han, Orhan Gazi tarafından yaptırılmıştır. Anadolu Selçuklu kervansaraylarının etkisini taşır.
Osmanlı'da Edebiyat
Türkçenin Anadolu sahasında yazı dili olarak kullanılmaya başlanmasından bir süre sonra bu yeni yazı diline bağlı olarak yeni bir edebî dil teşekkül etmeye başlamıştır. Arapça ve Farsçanın yanında Türkçe üçüncü bir dil olarak ortaya çıkmıştır. Doğuda Hakaniye Türkçesi de denilen Çağatay Türkçesi ile birlikte Osmanlı Türkçesi, islâm kültür dairesinde oluşan büyük bir edebî dil olmuştur. Bu yazıda Osmanlı Türkçesi ile oluşmuş ve Cumhuriyet dönemine kadar sürmüş olan edebiyat ana hatlarıyla anlatılmıştır. Osmanlı Türk edebiyatı Tanzimat'a kadar Arap ve Fars edebiyatları ile paralel olarak gazel, kaside, mesnevî, rubaî vb. türlerde eserler vermiştir. Tanzimat'la birlikte batılı edebî türler kullanılmaya başlanmış, klasik tarzda eserler terk edilmeye başlanmıştır. Tanzimat'tan sonrası devirde ise "Edebiyat-ı Cedîde" ve "Servet-i Fünûn" dönemleri ile "Fecr-i Âtî" topluluğu ve "millî edebiyat" akımı ana hatlarıyla incelenmiştir.